Thursday, January 25, 2007

 

Boşanan eşlerin birlikte oturması

BOŞANAN EŞLERİN BİRLİKTE OTURMASI

Son yıllarda ekonomik koşulların her geçen gün güçleşmesi sonucu iyi yürüyen evliliklerde bile ya vefat etmiş anababadan emekli-yetim maaşı alabilmek için, ya da diğer eşin kanuni takipteki borçlarından etkilenmemek için usulen yapılan boşanmaların çok yaygınlaştığını görüyoruz.
Yıllar önce bir mahkeme salonunda duruşma sıramı beklerken izlediğim bir boşanma davası, yıllarla bu deneyimimi espirili bir şekilde yakınlarıma anlatmak suretiyle her benzer olayda anımsamama neden oldu. Babacan hakim boşanmak isteyen eşe sormuştu : “Hanım bu adamdan niye boşanmak istiyorsun, neyi paylaşamıyorsun kocanla?” Kadıncağız da çok samimi bir tavırla “Hakim bey aslında biz iyi geçiniyoruz ama, geçim sıkıntısı çekiyoruz, boşanırsak babamdan maaş alacağım diye boşanmak istiyoruz.” Hakim ve salondaki diğer avukatlar bu samimi itiraf karşısında şaşırıp kalmıştık. Dava nasıl gelişti ve sonuçlandı bilemiyorum, ancak günümüzde bu tür boşanmaların artış gösterdiği ve sistemin bu boşluğunun kötüye kullanıldığı bilinen bir gerçek…

Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi de bu gerçeğin farkında…Dava konusu birçok olayda boşanmış olmalarına karşın birlikte yaşamaya devam eden eşlerin boşanmaları ‘’danışıklı boşanma ‘’ sayılıyor ve alacaklıların haklarının bu tür boşanmalardan etkilenmeyeceği yönünde kararlar veriliyor.

Sözkonusu olayda danışıklı boşanma yaparak birlikte oturmaya devam eden eşlerin birlikte oturdukları evdeki eşyalar İcra iflas Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca haczediliyor. Boşanmış eş, haczedilen eşyaların mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek birkaç fatura ibraz ediyor. Oysa haczin yapıldığı dairenin bulunduğu apartmanın güvenlik görevlisi ve temizlik işçisi borçlunun yarım saat önce evden çıktığını belirtmişler ve haciz tutanağını imzalamışlardır. Daha sonra aynı kişiler mahkemede farklı ifade vermişler ve borçlunun ayrı bir evde yaşadığını beyan etmişler. Ancak tanık ifadelerindeki çelişkiler ve boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra, apartman aidatlarının bankaya borçlu tarafından yatırıldığı, dijital TV kanalına üye olunduğu ve ikamet adresi olarak haciz adresinin bildirildiği, banka dekont ve ekstrelerinden görülünce, boşanmış olmalarına rağmen birlikte yaşamaya devam eden eşlerin boşanmalarının “danışıklı” sayılmasına ve bu durumda alacaklının haklarının korunması gerektiğine karar veriliyor.
Haczedilen eşyaların mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ileri süren eşin bu iddiasını doğrulamak amacıyla mahkemeye ibraz ettiği faturalar da mahkemece yeterli görülmüyor. Faturaların “istenilen kişi adına düzenlenmesi her zaman mümkün nitelikteki” belgelerden olduğu, başka güçlü delillerle desteklenmedikçe geçerli olamayacağı belirtilerek alacaklının haklarının etkilenmediğine ve takibin devam etmesi gerektiğine karar veriliyor.

Mal kaçırma amacına yönelik veya sosyal güvenlik kurumundan yetim maaşı almak için gerçekleştirilen boşanmalar her zaman istenilen sonuca ulaşamıyor. Birçok durumda, adaletin yerine geldiğini, alacaklıların haklarının titiz yargılamalar yapılmak suretiyle korunduğunu görmek adalete olan güveni attırıyor ve birey olarak kendimizi güvende hissetmemizi sağlıyor. Ancak sosyal güvenlik sistemimizin bu tür suistimallere açık noktalarının kapatılmaması kamu bütçesini olduğu gibi toplum vicdanını da yaralıyor.

Comments: Post a Comment



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?