Saturday, December 16, 2006

 

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ

27 Kasım 2006 Hürses Av.Şule Eyüpgiller
Yeni Türk Ceza yasasıyla özel hayatın dokunulmazlığına önemli sayılabilecek korumalar getirildi. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal başlığı altında düzenlenen 134 üncü maddede kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimselerin altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacağı, gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde cezanın bir yıldan az olamayacağı hüküm altına alınmış.
İnsan hakları evrensel beyannamesinin 12’nci maddesinde, kişilerin gizli alanlarına saygı gösterilmesi düzenlenmiştir. Anayasamızın 20’ci maddesinde “herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” denmektedir Özel hayatın gerçekleşme alanı olan konut dokunulmazlığı da önemli bir yasak alandır. Bunun yanı sıra haberleşmenin gizliliği koruma altına alınmıştır.
Kişinin özel yaşamı, “Kamuya açık alan ve sır alanı” olarak ikiye ayrılabilir.
Kamuya açık alanda kişi yaşamını sürdürürken genellikle gizleme gereğini duymaz. Ancak bu alan diğer bireylerin ve yayıncıların rahatlıkla müdahale edebileceği bir alan değildir. Bu alana çok sınırlı olarak müdahale edilebilir.
Bireyin günlük yaşam faaliyetleri ve davranışları izlenemez. İzlenmesi, herhangi bir yolla kayıt yapılması veya fotoğraf çekilmesi hukuka aykırılık teşkil eder.

Ancak bu kuralın da istisnaları vardır. Yayıncılık açısından bu istisna kişinin davranışlarının haber değeri taşıması veya izninin bulunması halleridir. Eğer kişi gazetecileri davet ediyorsa, fotoğrafı çekilirkenki memnuniyeti her halinden anlaşılıyorsa zımnen de olsa izin verildiği düşünülebilir. Burada da sınırlamalar mevcut. Verilen izin kadar çekim yapılmadığı ya da görüntü alınmadığı durumlarda yine hukuka aykırılık söz konusu olabilir.
.
Özel yaşama medyanın müdahale edebileceği bir diğer alan da, yayına konu olan kişinin hukuka aykırı davranışlarda bulunduğu durumlardır. Medya mensupları bu tür olaylarla karşılaştıklarında yasalara uygun yollardan bilgi edinmek koşuluyla haber ve eleştiri amacıyla bunları yayınlayabilirler

Bireyin sır alanı ise, diğer kişilerin bilgileri dışında tutulan alandır. Aile hayatı, özel dostluklar, ikili ilişkiler ve duygusal yaşam bu kapsamda değerlendirilebilir. Doğal olarak mektuplar, anılar fotoğraflar, filmler gibi çeşitli dökümanlar gizlidir ve bunlara yönelik her türlü müdahale hukuka aykırıdır.

Hangi yolla olursa olsun elde edilmiş bulunan benzer bilgilerin hukuka aykırı bir olayın duyurulması amacı dışında kullanılması ve yayınlanması yasaktır.

Yine yargı kararlarına göre, mektup, anı ve sırlar mutlak nitelik taşıyan subjektif haklardır ve yazarının izni olmadan yayınlanması kişilik haklarına saldırı olarak nitelendirilir.

Medeni Kanunda bu konuda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte , Fikir, Sanat Eserleri Kanunu’nda. eser niteliğinde bulunmasa bile mektup, anı ya da bunlara benzer dökümanların yazarlarının veya mirasçılarının izni olmadıkça veya ölümünden itibaren on yıl geçmedikçe yayınlanamayacağı konusunda düzenlemeler yapılmıştır..
Bu hükümlere uyulmaması halinde ilgililer tazminat davası açabilirler yanı sıra Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunabilirler.

Comments: Post a Comment



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?