Wednesday, December 27, 2006

 

Avrupa İnsan Hakları mahkemesi ve Adalet Divanı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Adalet Divanı(28 Aralık 2006)Hürses Gazetesi

II. Dünya Savaşından sonra, insan haklarına saldırıların önlenmesi ve dünyanın bu tür acılara tekrar dönmemesi için yeni arayışlara ve güvencelere ihtiyaç duyulmuştu. Ülkemizin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin bu anlayışların ilk ürünlerinden biri olarak 1949 yılında kuruluşuyla birlikte kişi özgürlüğü, siyasal özgürlük ve hukukun üstünlüğüne bağlı olarak bu amacı paylaşan üyeler arasında, hukuki bütünleşmeyi sağlamak amaçlandı. Konsey birçok sözleşme ve tavsiye kararı kabul etti. Bu sözleşmelerden en önemlisi 1950 tarihli İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme ya da daha çok bilinen ismiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS).
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, insan hakları alanında dünyada mevcut sözleşmelerin en gelişmiş ve etkili olanı. AİHS nin getirmiş olduğu en büyük yenilik, bireyin uluslararası hukukta hak sahibi olabilmesidir. Böylelikle insan haklarının çiğnendiği iddiasıyla bireyler, devlet karşısında haklarını uluslararası yargıya taşımış oluyor.. Sözleşme, güvence altına alınan hak ve özgürlüklere saygı gösterme ödevini sadece sözleşmeci ülkelere vermemiş, hak ve özgürlüklere saygıyı sağlamak üzere Komisyon ve Divan olmak üzere iki denetim organı öngörmüştü. Ayrıca Avrupa Konseyi’nin bir organı olan Bakanlar Komitesi’ne de bir takım görevler vermişti. 1 Kasım 1998 tarihinde yürürlüğe giren Ek–11 nolu protokol ile Komisyon ve Divan’ın yerine tam zamanlı çalışan tek bir Mahkeme kuruldu ve Bakanlar Komitesi’nin yargısal görevi ortadan kaldırıldı.

Bugün AİHS denetim mekanizmasının günün koşullarına uygun duruma getirilmesi amacıyla Ek–11 nolu protokol ile yeniden düzenlenen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yanısıra Avrupa Adalet Divanını kısaca sizlere tanıtmak istiyorum.

1958'de kurulan Adalet Divanı, Avrupa Antlaşmalarının üye devletler tarafından hukuka uygun biçimde yorumlanmasını ve ulusal hukuktan üstün olarak uygulanmasını sağlıyor. Üye devletler arasında çıkan uyuşmazlıklarda, Adalet Divanı'nın yargı yetkisi mevcut. Yirmi beş yargıç ve sekiz yardımcı kanun sözcüsünden oluşan Adalet Divanı’nda, üyeler her bir üye devletten seçiliyorlar, fakat tarafsız ve bağımsız olma niteliklerini koruyorlar. Adalet Divanı'nın yükünü hafifletmek ve AB hukuk koruması kalkanını yaygınlaştırmak amacıyla 1989'da, 25 yargıçtan oluşan bir de Asliye Mahkemesi kuruldu. Asliye Mahkemesi daha çok AB rekabet kurallarının uygulanmasından çıkan anlaşmazlıklara, şirket ve kişisel başvuru davalarına bakarken, Adalet Divanı, hukuk meselelerinin üzerine gider ve üye devletlerin kanunlarının Avrupa Antlaşmalarına uygun olup olmadığına karar inceliyor ve karar bağlıyor.
Adalet Divanı ve Asliye Mahkemesinin merkezleri Lüksemburg'da bulunuyor. Üye devletler, hem Adalet Divanı hem de Asliye Mahkemesi'nin üyelerini ortak bir kararla altı yıllık süreyle atıyor. Bu süre sonunda yeniden aynı kişiler üyeliklerine üç yıl aralıklarla devam edebiliyor. Hem divanın, hem mahkemenin üyeleri, kendi ülkelerinde en yüksek adalet makamlarında görev almış hukukçulardan oluşuyor.
Adalet Divanı üye devletlerin antlaşmalara aykırı davrandığına karar verebilir, antlaşmalardan doğan yükümlüklerini yerine getirmeyen ülkelere uyarı ve para cezaları verebiliyor. Adalet Divanı, AB hukukunun yaratılmasına yardımcı olmuş ve Avrupa'nın bütünleşme sürecini hızlandırmış bulunuyor.
Divan, ulusal mahkemelerin başvurusu üzerine Birlik hukukunun çeşitli hususlarının yorumlanmasında geçerliliği hakkında kararlar alıyor. Bir hukuki işlemin bu tür tartışmalı bir husus doğurması halinde, ulusal mahkemelerden herhangi biri Avrupa Adalet Divanı’ndan ön karar isteyebiliyor. Ancak bunun için üye devlette daha yüksek bir temyiz mercii bulunmaması gerekiyor. Bu durumda Adalet Divanı'nın kararları kesin ve bağlayıcı oluyor.
Avrupa Adalet Divanı’nın merkezi Brüksel’de ve asli görevi Avrupa Antlaşmalarının üye devletlerce doğru yorumlanmasını ve uygulanmasını sağlamak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin merkezi ise Strasburg’ta ve insan hakları ihlallerine karşı koruma sağlamak üzere Avrupa Konseyi’ne bağlı olarak çalışıyor.

Avrupa Birliği’nin yargı alanındaki bu organları Türkiye’nin AB yolculuğuna paralel olarak, iç hukuk yolları tükendiğinde ihtiyaç duyulduğunda her geçen gün daha fazla yaşamımıza dahil olacağından hepimizi yakından ilgilendiriyor.

Comments: Post a Comment



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?